Kitap Cumhuriyeti bültenlerine abone olun, yeni çıkan kitapları ve gelişmeleri ilk siz duyun.

Seçme Şiirler

Seçme Şiirler

Orhan Veli Kanık 1555

Kitap Cumhuriyeti şiirimizin akışını değiştiren şairlerden, Orhan Veli’nin “Seçme Şiirleri”ni yeniden okurla buluşturuyor. Orhan Veli, şair arkadaşları; Oktay Rıfat ve Melih Cevdet’le birlikte şiirde Garip akımını başlatarak geleneksel şiire karşı çıktılar. Ölçü, kafiye, “şairanelik”, duygusallık, süslü anlatımlar gibi özellikleri terk ederek, şiiri daha sade ve sıradan konulara çektiler. Konuşma dili, Garip akımının en belirgin özelliği olarak karşımıza çıkar. Bu haliyle de Garipçiler, kendilerinden sonra ortaya çıkacak başka akımların da tetikleyicisi oldular.

Orhan Veli’nin şiirlerinde, -ilk dönem şiirleri hariç- o zamana kadar hiç işlenmemiş konu ve temaları görüyoruz. Ekmek, Rönesans, Dedikodu, cımbız, ciğercinin kedisi, işçi kadınlar, gangsterler gibi çok farklı konuları şiirine taşımakta sakınca görmemiştir. Öyle ki, geleneksel şiirin içinde hiç rastlamadığımız sözcükleri de şiirine akıtarak, şiir dilini konuşma diliyle de zenginleştirmiştir. Nasır, komünist, hardal, atom, konferans, halt etmek, kelle, domuz gibi sözcükler bunların en göze çarpanlarıdır.

Orhan Veli, şiirlerinde; insanın yalnızlığıyla birlikte tekbaşınalığın getirdiği içsel sürgünleri ve bunalma durumlarının sürükleniş biçimlerini başat konular olarak işler. Kendine dönüktür Orhan Veli. Bir yanıyla da, memleket sorunları, yoksulluk, çaresizlik, dünyayı çepeçevre saran savaşın yıkımı da onu fazlasıyla ilgilendirir. Onun iç huzursuzluğunun bir nedeni de tüm bu yolunda gitmeyen toplumsal sorunlardır. Hiçbir mübalağa ve süse kaymadan, yer yer de halk ağzını kullanarak şiirini oluşturmuştur. Bu anlamda şiirlerinin samimiyetini de okura hissettirir.

Orhan Veli-Seçme Şiirler adlı eserdeki şiirleri hazırlayan Kitap Cumhuriyeti editörü şair Ömer Turan, eserin oluşum süreci üzerine şunları söyledi: “Orhan Veli şiirleri içerisinden bir seçki ortaya koymak öyle sanıldığı gibi kolay bir iş değil. Çünkü her bir şiirin farklı atmosferi ve ayrı ayrı tonları var. Böyle olunca da, seçim yaparken ağırlıklı olarak Garip ile başlayan ve değişimini temsil eden şiirleri önceledim. Tabii, okurun ilk şiirlerini bilme hakkını da göz önüne koyarak, o dönem şiirlerinden birkaç örnekle başlattım seçkiyi. Bu eserde, kitaplarına girmeyen ama çeşitli dergilerde yayımlanmış şiirlerine de yer verdim. Böylelikle okur, Orhan Veli’nin ölçülü ve uyaklı bir şiirden gelip geleneği paramparça ederek, nefes alan nasıl bir şiir ortaya koyduğunu görecek bu kitapta.”

  • Kitaptan bir şiir:
  • Sere Serpe
  • Uzanıp yatıvermiş, sere serpe;
  • Entarisi sıyrılmış, hafiften;
  • Kolunu kaldırmış, koltuğu görünüyor;
  • Bir eliyle de göğsünü tutmuş.
  • İçinde kötülüğü yok, biliyorum;
  • Yok, benim de yok ama…
  • Olmaz ki!
  • Böyle de yatılmaz ki!
  • (Varlık, 1.9.1946)
Orhan Veli Kanık
Yazar Hakkında

Orhan Veli Kanık Kimdir?

13 Nisan 1914’te İstanbul’da doğdu. Galatasaray’da başladığı öğrenimini, babasının atandığı Ankara’da Gazi İlkokulu ve Ankara Erkek Lisesi’nde sürdürdü. Lise sıralarında Oktay Rifat ve Melih Cevdet’le arkadaş oldu. Liseyi bitirince İstanbul’a dönerek, Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’ne girdi (1932), ancak yüksek öğrenimini yarım bıraktı (1935). 1936’da Ankara’ya döndü ve askere gidinceye dek PTT Genel Müdürlüğü Telgraf İşleri Reisliği Milletlerarası Nizamlar Bürosu’nda memurluk yaptı. Yedek subaylığını tamamlayınca, iki yıl kadar, yine Ankara’da, Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu’nda çalıştı. 1947’de, Hasan Âli Yücel’in yerine Reşat Şemsettin Sirer’in bakan olarak atanması üzerine, Milli Eğitim Bakanlığında “antidemokratik bir hava” esmeye başladığını söyleyerek, görevinden istifa etti. 1 Ocak 1949-15 Haziran 1950 tarihleri arasında yirmi sekiz sayı süren, on beş günde bir yayımlanan, iki sayfalık “Yaprak” dergisini çıkardı. Yaprak dergisi serüvenini sürdüremeyeceğini anlayınca Ankara’dan ayrılıp İstanbul’a gitti. Gene o yılın kasım ayı içinde, bir haftalığına geldiği Ankara’da, 10 Kasım 1950 gecesinde, yolda, onarım için kazılmış bir çukura düşerek ayağından yaralandı. İstanbul’a döndükten sonra, bir arkadaşının evindeyken, durumu birdenbire kötüleştiği için kaldırıldığı Cerrahpaşa Hastanesi’nde, 14 Kasım 1950’de beyin kanamasından öldü, Rumelihisarı Mezarlığı’na gömüldü.

Yorumlar

Bu Kitap Hakkında Henüz Yorum Yapılmadı!

Seçme Şiirler İçin Yorum Yap